İnsanda Bellek (Hafıza) ve Bilginin Depolanış Aşamaları

Bellek ya da hafıza; ulaştığımız bilgileri, deneyimleri; hissettiğimiz duyguları ve bunların geçmişle olan bağıntısını zihnimizde saklama gücümüzü ve bunları gerektiğinde geri çağırabilme yeteneğimizi ifade eder. Ayrıca eğer yaşanılan deneyimden belli bir süre sonra, deneyimi yaşayan kişinin davranışlarında değişiklikler oluşturabiliyorsa; bu deneyimin bellek ile saklandığını gösterir.

Belleğin TDK'ya göre kelime anlamı ise şu şekildedir:

Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin.

Günümüzde belleğimizin üç temel görevi olduğu kabul edilmektedir. 

Kodlama (Encoding): Duyu organlarıyla alınan bilginin işlenmesi, depolanabilecek şekle getirilmesi.

Depolama (Storage): Bilginin zihnimizde belli bir süre boyunca saklanması, depolanmasıdır.

Geri Çağrılma (Retrieval): Bilginin depolanma alanından çıkarılıp gün yüzüne çıkarılmasıdır, buna hatırlama işlevi diyebiliriz.

Gelin, alınan ve işlenen bilginin zihinde depolanması için belleğimizde meydana gelen üç temel aşamayı inceleyelim.

1. Duyusal Bellek

Yaşadığımız her an devamlı olarak gördüğümüz, hissettiğimiz, duyduğumuz, kokladığımız ve tattığımız her şeyden ciddi miktarlarda bilgi alırız. Elbette bu aldığımız bilgiler hakkında tüm ayrıntıları hatırlamayız. Onun yerine, duyusal belleğimiz etrafımızdaki dünyamızın anlık görüntülerinden bir şeyler oluşturarak dikkatimizi ilgilendiğimiz ayrıntılara basitçe odaklayabilmemizi sağlar. Bu şekilde, bilgi kaynağını kaybettiğimizde bile kısa bir süre (genelde üç saniyeden az) anlık görüntülerden oluşturduğumuz bilgiler zihnimizde kalmış olur.

Bilgi, ilk olarak duyusal olarak kayıt olur. Kişinin çevresindeki uyarıcılar, beş duyu organımızdan herhangi biri(uyarıcının türüne göre) sayesinde sinirlerimizin uyarılmasını sağlar. Herhangi bir nesne algılandıktan 200-500 milisaniye(ms kişiden kişiye değişebilir) içerisinde duyusal bellek devrededir.

Ayrıca her duyunun, kendine has bir duyusal belleği olduğuna inanılıyor. Örneğin,
  • Görsel duyusal bellek(ikonik bellek), oldukça kısa bir imge(çeyrek saniye-yarım saniye arası) içerir. 
  • İşitsel duyusal bellek(eko bellek), adından da anlaşılacağı üzere yankıyı andıran kısa bir ses belleğini içerir. Bu tip duyusal bellek 3-4 saniyeye kadar sürebilir.
  • Dokunsal/Kinestetik bellek ise bir dokunuşun çok kısa bir süre hatırlanmasını içerir. Bu tip bir duyusal bellek yaklaşık olarak iki saniye sürer.
Duyusal bellek, etrafınızdaki her şeyle iletişim kurarken yaşamsal bir rol oynar. Duyusal bellek ile büyük miktarda bilginin kendinize has izlenimlerini tutarsınız. Hatta nadiren duyusal bellek ile aldığınız bilgiyi kısa süreli belleğinize aktarabilirsiniz. Dikkatiniz ve belleğinize ait işlemler için duyusal bellek büyük önem taşır.

2. Kısa Süreli Bellek

Kısa süreli bellek ise duyusal bellekten farklı olarak bilgiyi gerektiği süre içerisinde saniyelerce muhafaza eder(bu süre nadiren dakikayı bulabilir). Örneğin size bir telefon numarası söylediğimde, onu gidip kağıda not alana kadar kısa süreli belleğiniz çalışır.

Kısa süreli bellek, duyusal bellekten aldığı işlenmiş bilgileri geçici şekilde saklar veya onları uzun süreli belleğe dönüştürür. Kısa süreli belleğin kapasitesi kısıtlıdır. Bu kapasite hatırlanacak birim sayısı ile ölçülür. Gelin kısa süreli bellek kapasitesini basit bir örnek ile inceleyelim.

Diyelim, sizden P7264A310B şifresini geçici olarak aklınızda tutmanızı istedim. Eğer bunu tek tek 
( P - 7 - 2 - 6 - 4 - A - 3 - 1 - 0 - B ) şeklinde zihninizde tekrar ederek aklınızda tutmaya çalışırsanız kısa süreli belleğinizde 10 birim bilgi taşımak istiyorsunuz demektir. Fakat kısa süreli belleğin ortalama kapasitesi 5 ila 9 birim arasındadır. Bu yüzden sayıları karıştırma / şaşırma ihtimaliniz yüksek olabilir. 
Bu gibi durumlarda ise basitçe, gruplandırma veya anlamlandırma tekniği kullanarak tutacağımız bilgi miktarını artırmak mantıklı olacaktır. Yani böyle bir sayıyı şu şekilde ( P72 - 64A - 310B ) aklımızda tutmamız çok daha kolay olacaktır, çünkü kısa süreli belleğimizde kaplayacağı yer 3 birimden ibarettir. Ancak gruplandırma yaparken gruplardaki karakter/hane sayısını yüksek tutarsanız, kısa süreli belleğinizde tutacağınız birim sayısı da (KSB kapasitesi) doğal olarak bundan olumsuz yönde etkilenir. Örneğin kısa kelimelerden oluşan bir sözcük grubunda 7 kelimeyi aklınızda tutabiliyorsanız, uzun kelimelerden oluşan bir sözcük grubunda sadece 5 kelimeyi aklınızda tutabilmeniz doğaldır. Tabii ki tekrar etme, anlamlandırma gibi teknikler ile birlikte bu durum farklı olabilir.

Kısa süreli bellek aynı zamanda uzun süreli belleğe uzanan bir köprüdür. Kısa süreli belleği hasar almış birey, herhangi bir konuşmayı dinlerken başını unutma, konuşmadan kopma gibi sorunlar yaşar. Bu yüzden kısa süreli belleğin hasar alması; uzun cümlelerin, konuşmaların anlaşılmasını neredeyse imkansız hale getirebilir. İşler bellek ve uzun süreli bellek için de ciddi sıkıntılar -örneğin uzun süreli belleğe bilgi aktarılmadan önce kısa süreli belleğin aktifleşmesi gerekebilir- oluşturabilir.

3. Uzun Süreli Bellek

Uzun süreli bellek, sınırsız sayıda bilgi barındırabildiğine inanılan ve bilgiyi ömür boyu taşıyabilme kapasitesine sahip olan belleğimizdir. Temel olarak, hayatta kalmamızda ve yaşam kalitemizi yükseltmemizde hayati payı bulunur. Ayrıca bilgi yeterince zaman kısa süreli belleğimizde bulunduğunda uzun süreli belleğimize aktarılır, bu durum bir bilgiyi kısa süreli bellekte uzun süre tutmaya çalışırsak o bilginin uzun ömürlü olacağını garantileyeceğimiz anlamına gelmez. Eğer bir bilgiyi uzun süre belleğinizde tutmak istiyorsanız bilmeniz gereken en genel ve en önemli şey şudur: 

Zihninizde saklayacağınız anının sizin için duygusal yükü ne kadar fazlaysa, bedeniniz ve zihninize o kadar fazla uyarım verir. Bedeninizde ve zihninizde ne kadar fazla uyarım olursa, o anıyı beyniniz daha iyi kodlar, böylece söz konusu anıyı/bilgiyi çok daha iyi hatırlayabilirsiniz. 
Uzun süreli bellek; bilgiyi kısa süreli belleğimizde kullandığımız gibi akustik olarak değil, semantik(anlamsal) olarak kodlar.

Bu başlangıç yazısında bellek ve belleğe ait depolanış türlerine yayınlarımız için temel bir önbilgi verilmiştir. Belleğinizi hep çalıştırmayı, ona iyi bakmayı ve güzel bir uyku çekmeyi unutmayın.

İnsanlar gerçekleri unutur ama hikayeleri hatırlar.  
-Joseph Campbell

Yorum Gönder

0 Yorumlar